Öğretmen Adaylarinin Matematik Dersine Yönelik Tutumları

Matematik Öğretmenlerinin Öğretim Yöntemlerini Kullanmada Karşılaştıkları Sorunlar
3 Kasım 2018
Teknoloji Destekli Matematik Etkinlikleri: Öğretmen ve Öğretmen Adaylarinin Görüşleri
3 Kasım 2018
Başlığı : Öğretmen Adaylarinin Matematik Dersine Yönelik Tutumları
Konu : Öğretmen Adaylarinin Matematik Dersine Yönelik Tutumları
Yazar : Neşe BAŞER – Güneş YAVUZ
Tarih : 08.03.2003
E-mail :

Özet: Her ülkede, değişik seviyedeki okullarda matematik öğretiminin gerekliliği tartışmasız kabul edilmektedir. Öğrencilerin matematik dersinde başarılı ya da başarısız olmalarında ve matematiği sevmelerinde tutumların rolü büyüktür. Tutumlar, duyuşsal nitelikteki davranışlar içinde yer alan, doğrudan gözlenemeyen psikolojik yapılardır  (Aşkar, 1986).  Tutumlar başarıyı, başarı da tutumları etkilemektedir (Aiken, 1970, Aşkar, 1986).  Yapılan araştırmalar tutum ile başarı arasında pozitif yönde korelasyonlar bulunduğunu ortaya koymuştur. (Bloom, 1971, 1979; Tekindal, 1988; Berberoğlu, 1990; Saracaloğlu,1990).

Tutumların oluşmasında en noel faktörlerden biri öğretmenlerdir. Çünkü öğretim sürecinde öğretmenler öğrencilerin başarısında etkin olan kişilerdir.

Bu çalışmanın amacı, 2000’li yıllarda İlköğretim Okullarında görev alacak öğretmenlerin matematiğe karşı tutumlarını ortaya koymaktır.

1-GİRİŞ

Bilgi çağı, öğrenmeyi ve öğrenmeye yönelik öğrenim ortamını değiştirmiştir. Yarının toplum ve iş idaresi  gittikçe artan oranlarda temel bilimlere, dolayısıyla matematiğe gereksinim duyacaktır.

Matematik, insan yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında, yönlendirilmesinde, sistemli ve mantıklı  bir düşünce alışkanlığının kazandırılmasında amaç ve insanın tüm etkinliklerinde kullanılan bir araçtır (Bulut, 1988).

Matematik, insanların ortak düşünme aracıdır. İnsanın, kendisini ve evreni tanımasına yardımcı olur. Tüm etkinliklerinde temel oluşturur. Matematiksel düşünme becerisi kazanmış olan bireyler her türlü sorunu çözmede başarılı olurlar.

Uygun bir tepki ya da davranışta bulunmak, her şeyden önce sağlam ve işlek bir akıl yürütmeye dayanır. Matematik, insana akıl yürütme alışkanlığı veren bir bilim dalıdır ( Başer, 1996).

Öğrencilerin matematik dersinde başarılı ya da başarısız olmalarında, matematiği sevmelerinde tutumların rolü büyüktür (Çoban, 1989). Tutumlar, duyuşsal nitelikteki davranışlar içinde yer alan, doğrudan gözlenemeyen psikolojik yapılardır ( Aşkar, 1986). Tutumlar  başarıyı,başarı da tutumlarıetkilemektedirler (Aiken, 1980; Aşkar ,1986). Yapılan araştırmalar tutum ile başarı arasında pozitif yönde korelasyonlar bulunduğunu ortaya koymaktadır (Bloom,1971,1979;Tekindal, 1988, Berberoğlu, 1990; Saracaloğlu,2000 ; Baykul,1990).

Öğrencilerde olumlu ya da olumsuz tutum oluşmasında öğretmenin rolü büyüktür. Her şeyden önce matematik öğretmeninin matematiğe karşı tutumu çok önemlidir. Geleneksel öğretmen yetiştirme programları ile verilen eğitim, öğretmen adayların da olumlu tutum geliştirmede yetersiz kalmakta idi (Can, 1991). Ancak Eğitim Fakültelerindeki yeniden yapılanma ile bu sorun çözülmeye başlamıştır.

İlköğretim okullarında matematik dersi verecek olan öğretmen adaylarının matematiğe karşı tutumlarının ortaya konulması noel görülmektedir. Çünkü 2000’li yıllarda ilköğretim okullarında bu öğretmenler görev alacaktır.

2-ARAŞTIRMANIN  AMACI

Bu araştırmanın amacı “Matematik dersi verecek öğretmen adaylarının matematik dersine yönelik tutumlarını ortaya koymaktır.” Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için aşağıdaki alt problemlere yanıt aranmıştır.

Matematik dersi verecek matematik öğretmen adaylarının matematiğe yönelik tutumları;

Branşlara göre farklılaşmakta mıdır?  Cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır?  Bitirilen lise türüne göre değişmekte midir?  Bölüm tercih sırasına göre farklılaşmakta mıdır?  Lise mezuniyet derecesine göre değişmekte midir?  Anne-baba eğitimine göre değişmekte midir?  Anne-baba mesleğine göre farklılaşmakta mıdır?  Ailenin Sosyo-ekonomik seviyesine göre değişmekte midir? Bölümde görevli öğretim elemanlarının tutumuna göre değişmekte midir?

3-YÖNTEM

Araştırmanın evreni ve  örneklemi aşağıdaki biçimde oluşturulmuştur.

3-1 Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Eğitim Fakültelerinin İlköğretim Bölümlerinin Matematik, Fen Bilgisi ve Sınıf Öğretmenliği ana bilim dallarında öğrenim gören 3. sınıf öğretmen adayları oluşturmaktadır.

Örnekleri oluşturan öğrencilerin bölümlere göre dağılımı Tablo 1’de verilmektedir.

TABLO 1

Örneklemi Oluşturan Öğrencilerin Bölümlere Göre Dağılımı

Matematik

Fen Bilgisi

Sınıf Öğretmenliği

3.sınıf

132

49

138

3-2 Bilgi Toplama Aracı

Araştırmada veri toplama aracı olarak Baykul (1990) tarafından geliştirilen ”Matematik İle İlgili Düşünceler Anketi ” kullanılmıştır.

Ölçekte 15 olumlu 15 olumsuz toplam 30 madde  bulunmaktadır. Ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0.96’dır. Araştırmamız da güvenirlik 0.93 olarak bulunmuştur. Bu tutum ölçeğinde,öğrencinin alabileceği puan 30 ile 150 arasında değişmektedir.

Öğrencilere ilişkin bilgiler “Matematik İle İlgili Düşünceler Anketi” ile birlikte verilen  19 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu ile elde edilmiştir.

3-3 Verilerin Analizi

Araştırma verileri SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.Yüzde dökümleri alınmış,tek yönlü varyans analizi (F) ve Scheffe  testleri uygulanmıştır. Önem düzeyi   a =0.05 olarak alınmıştır.

4- BULGULAR VE YORUM

Birinci alt problem “Matematik Öğretmen Adaylarının Matematiğe yönelik tutumları branşlara göre değişmekte midir?” şeklinde ifade edilmiş idi.

Matematik öğretmen adaylarının  branşa göre tutum puanları tek yönlü varyans analizi ile belirlenmiştir. Bulunan sonuçlar (p=0,000 , F=54,86) p<0,05 olduğundan anlamlı farklılaşma olduğunu göstermektedir. Farklılaşan grupları ortaya koymak  için Scheffe testi  uygulanmıştır. Farklılığı yaratan grup matematik grubudur. Çünkü en yüksek ortalamaya sahiptir. Matematik ana bilim dalı öğrencilerinin tutum puanları 120,71  olup yüksektir. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının tutum puan ortalaması 101,89, Sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının tutum puanları  ortalaması ise 91,84 dür. Sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının kendilerinin matematiğe yönelik tutumlarının olumsuz olduğunu bilmekte ” Ben matematiği sevmiyorum. Öğrenciye nasıl sevdiririm?” diye yakınmaktadır.

Serin (2000)  ve Erden (1995) tarafından yapılan araştırmada da aynı sonuca ulaşılmıştır.

 Saracaloğlu (1991), Aşkar ve Erden (1986) da yaptıkları araştırmalarda branşlara göre fark olmadığını bulmuşlardır.

İkinci alt problem “Matematik dersi verecek öğretmen adaylarının matematiğe yönelik tutumları cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır?”  biçiminde ifade edilmiş idi.  Bu soruya yanıt bulabilmek için t-testi uygulandı.  ( t=0,147 p=0,258)  olduğundan p=0,05 düzeyinde anlamlı fark bulunmamıştır. Bu sonuç Şahin (1992), Kesercioğlu ve Arkadaşlar(2000), Saracaloğlı (1992), Luke Cep’e (1994), Erden (1995) Mitchel, Trısha (1999) tarafından gerçekleştirilen araştırmalarla desteklenmektedir. Utsumı ve arkadaşları (2000). Aşkar ve Erden (1986) ise kızların matematiğe yönelik tutumlarının erkeklere göre daha yüksek olduğunu bulmuşlardır.

Üçüncü alt problem “Öğretmen adaylarının matematiğe yönelik tutumları bitirilen lise türüne göre değişmekte midir?” şeklinde idi. Elde edilen bulgular lise türüne göre tutumların değiştiğini göstermektedir. (F=2,53 p=0,029).  Farklılığı oluşturan okullar meslek lisesi ve öğretmen lisesidir. Meslek lisesinin tutum puan ortalaması, düşük (x=99,56) öğretmen lisesinin ise yüksektir (x=114,80) öğretmen lisesinden mezun öğrencilerin mesleğe ilişkin tutumları da  yüksektir. O nedenle matematiğe ilgi göstermektedirler. Meslek lisesi mezunları ise genelde matematik başarısı düşük olan öğrencilerdir. (Baykul, 1990) ‘nın yaptığı çalışma da bulguyu desteklemektedir.

 Dördüncü  alt problem “Matematiğe yönelik tutum, bölüm tercih sırasına göre değişmekte midir?” biçimindedir. Elde edilen bulgularda tercih sırasına göre anlamlı fark bulunamamıştır. (p>0,05)

Beşinci alt problem “Matematiğe yönelik  tutum,  lise mezuniyet derecesine göre değişmekte midir?” şeklinde idi. Elde edilen bulgularda anlamlı fark elde edilmemiştir. (F=0,34, p=0,79) Tutum ortalamaları ortalama tutum puanı civarındadır. Ulaşılan sonuç tutumlarının ve başarı durumlarının benzer özellikte olduğunu göstermektedir.

 Altıncı alt probleme ilişkin bulgular matematiğe yönelik tutumun anne  ve baba eğitimi ile değişmediğini göstermektedir. Anlamlı bir fark bulunmamıştır. (p>0,05)

Yedinci alt problem “Matematiğe yönelik tutum, anne-baba mesleğine göre değişmekte midir?” şeklindedir. (p>0,05) Anlamlı fark bulunmamıştır. Elde edilen sonuçlar değişmediğini göstermektedir.

Sekizinci alt problem “Matematiğe yönelik tutumlar  ailenin sosyo-ekonomik seviyesine göre değişmekte midir?” şeklinde idi.  p>0,05 olduğundan anlamlı fark bulunamamıştır. Öğretmen adaylarının çoğu orta ve alt sosyo-ekonomik düzeye sahip aile çocuklarıdır.

Dokuzuncu alt problem     “Matematiğe yönelik tutum bölümdeki öğretim elemanlarının tutumuna göre değişmekte midir?” biçiminde ifade edilmiştir. Elde edilen bulgularda p>0,05 olduğundan anlamlı fark bulunamamıştır. Bu sonuç öğrencilerde matematiğe karşı tutumun lise ve  ortaokulda oluştuğunu göstermektedir. Üniversitede öğretim elemanının tutumu, önceki tutumu değiştirememektedir.

5- SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde araştırma ile ilgili sonuçlar ve öneriler verilecektir.

5-1 Sonuç

Araştırma bulgularına dayanarak aşağıdaki sonuçlar bulunmuştur:

Örneklemdeki grupları İlköğretim Matematik, Fen Bilgisi ve Sınıf Öğretmenliği ana bilim dallarında okuyan öğretmen adayları  oluşturmaktadır. Araştırma bulgularına bakıldığında tutum puanlarında branşlara göre farklılık görülmüştür. Farklılığı en yüksek tutum puanına sahip olan İlköğretim bölümündeki  Matematik öğretmen adayları  yaratmıştır. En düşük tutum puanına sahip olan grup ise Sınıf Öğretmenliğinde  öğrenim gören öğretmen adaylarıdır.Mc Neil (1994) ve Williams (1994) insanların okula gitmeden önce matematik kaygısı yaşamadıklarını ve matematik kaygısının öğrenme ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. İlköğretim sırasında matematiğe yönelik olumsuz tutum oluşmaktadır. Matematiğe yönelik tutum 5.sınıfta en yüksek,  ilköğretimin ikinci kısmında değişken, Ortaöğretim yıllarında ise kararlılık kazanmaktadır (Baykul, 1990). Baykul, Mc Neil ve Williamsın elde ettikleri sonuçlar araştırma bulgusunu desteklemektedir. Sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının  tutum puanlarını diğer gruplardan düşük olması,  2000’li yıllarda da ilköğretim matematik öğretimi ile ilgili sorun yaşanacağını göstermektedir.

Öğretmen liselerinden mezun olan öğretmen adaylarının tutum puanları diğerlerinden yüksek bulunmuştur. Öğretmen olmak düşüncesi ile bu okulları seçen öğrencilerin yüksek  öğrenimde de eğitim fakültelerinde öğrenim görmeleri matematiğe yönelik tutum puanlarının  yüksek olmasına neden olmuştur.

Meslek lisesi mezunları ise en düşük tutum puanına sahiptirler. Alan  tercih sırası Matematiğe yönelik tutumu etkilememektedir.

Her üç bölümdeki öğretmen adaylarının da lise bitirme derecelerinin yüksek olduğu  görülmüştür.Ancak sınıf öğretmenliği öğretmen adaylarının çoğu ortaöğretimin Türkçe Matematik bölümlerinden mezundurlar. Araştırma bulguları matematiğe yönelik tutumun mezuniyet derecesine  göre değişmediğini göstermekte idi. Mezuniyet derecesi iyi ve pekiyi de toplandığından bu sonuç çıkmaktadır.

Anne-Baba eğitimi ve mesleği  matematiğe yönelik tutumu etkilemiyor. Çünkü anne ve babaların çoğunluğunun eğitim düzeyi düşük olması, matematiğe yönelik olumlu ve olumsuz tutum oluşmasında etkin olmamalarına neden oluyor.

Ailelerin sosyo-ekonomik düzeyi de ya düşük ya da orta hallidir. Bu nedenle ailenin ekonomik durumu tutum puanında farklılık yaratmıyor.

Öğretim üyelerinin tutumu matematiğe yönelik tutumu değiştirmiyor. Çünkü matematiğe yönelik olumlu ya da olumsuz tutum ilköğretimin birinci kısmında oluşuyor.

5-2 Öneriler

Araştırmadan elde edilen bulgulara ve sonuçlara dayanarak aşağıdaki öneriler sunulmaktadır.

Türkiye’de matematik öğretiminin gerekliliği toplumun büyük çoğunluğu tarafından tartışmasız kabul edilmektedir.Ancak ülkemizde ilk ve orta öğretim okullarındaki öğrencilerin en çok başarısız olduğu derslerin başında matematik gelmektedir(Tıraş,1999). Bu başarısızlığın nedeni matematiğe ilişkin olumsuz tutum, matematik kaygısı ve özellikle öğretmen tutumudur. Bu sorun nasıl ortadan kaldırılabilir?

Öğretmen adaylarının “Matematik sıkıcı, soyut ve sevilmeyen bir derstir.” şeklindeki düşünceleri değiştirilmelidir. Eğitim Fakültelerinde öğrenim gören matematik öğretmen adaylarında matematiğe yönelik olumlu tutum oluşturulmalıdır. Matematik öğretmen adaylarına matematiksel ilişkiler öğretilmelidir (Aydın, 2000).  Öğretmen adayları matematiğin yaşamdaki önemini, diğer bilimlere katkısını, evrensel bir dil olduğunu bilmelidirler. Eğitim Fakültelerinde matematik öğretim yöntemleri dersi  alanda uzman olan  kişilerce verilmelidir.  Matematik öğretmeni olarak görev aldıklarında onlarda öğrencilerinde matematiğe yönelik olumlu tutum oluşmasında etkili olurlar.

Matematik  öğretmen adayları çağdaş öğretim yöntemlerini kullanmaları gerektiğini bilmelidirler. Öğrencinin merkez de olduğu yöntemlerle  öğrenme daha çabuk olacaktır. Oysa yapılan araştırmalara bakıldığında ilköğretim öğretmenlerinin yarısı her zaman düz anlatımın yöntemini  kullanmaktadırlar( Fidan, 1986). Öğretmen yetiştiren kurumlarda da durum farklı değildir. Öğretim elemanlarının %86’sı öğretim de düz  anlatım yöntemine çok sık başvurmaktadırlar. (Açıkgöz, 2000) Geleneksel yöntemlerle sunulan matematikte başarısızlık görülecek,  ise varolan olumsuz tutumu güçlendirecektir. Öğretmen adayları matematik öğretiminde yeni teknolojileri kullanmayı bilmelidirler ve öğrencilerine kullandırmaları gerektiğinin farkında olmalıdırlar.

Öğretmen adaylarına gelişmiş ülkelerdeki matematik öğretimi ve alınan sonuçlar anlatılmalıdır. Yapılan yeni araştırma sonuçları onlarla tartışılmalıdır.

2000’li yıllarda yetiştirilecek insan profili değişmiştir. Düşünen, sorgulaya, iletişimli, matematiksel düşünme becerisi kazanmış, problem çözme alışkanlığı edinmiş bireyler çağa ayak uydurabilir. Nitelikli ve üsteki becerileri kazanmış bireyleri öğretmenler yetiştirecektir. O halde öğretmen adaylarını  yetiştirirken, dolayısıyla matematik öğretmenlerin yetiştirilmesinde de devlete ve üniversitelere önemli görevler düşmektedir.

KAYNAKLAR

1- Açıkgöz Ün,K. (2000). “Etkili Öğrenme ve Öğretim”, Kanyılmaz Matbaası, İZMİR.

2- Aiken L.R. (1980). “Attitutes Toward Mathematics”. Rewiew of Educational Research ,40, February.

3- Aşkar P. ve Erdem M. “Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumları”,1.Ulusal Eğitim Kongresi,Marmara Üniversitesi, İSTANBUL.

4-  Aydın B. (2000). “Ülkemizde Matematik Eğitiminin Durumu Tesbit ve Geliştirme Çabaları”, D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Dergisi(12), İZMİR .

5-  Başer N.(1996).Ders Geçme ve Kredi Sisteminde Lise Öğrencileri için Bir Matematik Başarı Testi Tasarımı Ve Uygulanabilirliğinin Araştırılması, Yayınlanmamış Doktora Tezi D.E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.İzmir.

6-  Baykul Y. (1990). “İlkokul Beşinci Sınıftan Lise ve Dengi Okulların  Son Sınıflarına kadar Matematik Ve Fen Derslerine Karşı Tutumda Görülen Değişmeler ve Öğrenci Seçme Sınavındaki Başarı İle İlişkili Olduğu Düşünülen Bazı Faktörler”, ÖSYM Yayınları, ANKARA.

7-  Baykul Y. (1990). Matematikle İlgili Düşünceler Anketi. ÖSYM Yayınları, ANKARA.

8-  Berberoğlu G.(1990). “Kimyaya ilişkin Tutumların Ölçülmesi”, Eğitim ve Bilim. ANKARA.

9-  Bulut  N.(1998). “İnsan ve Matematik” Delta Bilim Yayınları, İzmir.

10-  Bloom.(1979). “Review of Educational Rescarch February”. “İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme” .Çev;D.A Özçelik. Milli Eğitim Basımevi , ANKARA.

11- Can  G.(1991). “Eğitim Fakültesi ve Öğretmenlik Sertifikası Programlarının Öğretmen Adaylarının Tutum Geliştirme Açısından Etkililiği”, İzmir I. Ulusal Eğitim Kongresi, İZMİR.

12- Çoban A.(1989). “Ankara Merkez Ortaokullarındaki Son Sınıf Öğrencilerinin Matematik Dersine İlişkin Tutumları”,Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, ANKARA.

13-  Fidan N. (1986). “Okulda Öğrenme Öğretmen Kavramları”, İlkeler ve Yöntemler, ANKARA.

 14-  Karacay T.(1995). “Ortaöğretim Kurumlarında Matematik Öğretim  ve Sorunları”, T.E.D 3.Öğretim Toplantısı. Yorum Basın Lmd  Şirketi. ANKARA.

15-   Mc Neil ,(1994). Wiiliams (1994).

16-   Saracaloğlu  A.S.(2000). “Öğretmen Adaylarının Yabancı Dile Yönelik Tutumları İle Akademik Başarıları Arasındaki İlişki”.Eğitim ve Bilim, ANKARA .

17- Serin  O. (2000). Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Kongresi, ANKARA .

18- Tekindal  S. (1988). “Okula İlişkin Tutum ile Akademik Başarı Arasındaki İlişki”, Çağdaş Eğitim, ANKARA

19- Tıraş  S. (1999). ” Öğrenme-Öğretme Açısından Matematik Öğretmenlerinin Yeterliliği ve Etkili Olma Düzeyleri”, D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı 11, İZMİR.